EOKA’dan ilham alan anti-emperyalist bir lider: Jose Maria Sison

Oz Karahan

Oz Karahan – Avrupa Gazetesi (25.12.2022) – “Gerillalarımıza verdiğimiz eğitimlerde EOKA taktiklerini de hep öğrettik”.

Bu sözleri bana 16 Aralık 2022 günü hayatını kaybeden Filipinler Komünist Partisi kurucu başkanı Jose Maria Sison yıllar önce bir buluşmamızda söylemişti.

Şu anda muhtemelen komünizmi Che Guevara resimleri, Grup Yorum şarkıları ve Nazım Hikmet şiirlerinden oluşan bir derleme zanneden insanlarımız dumur olmuş durumda, “EOKA ve Komünizm nasıl bir araya gelir ki?” diyordur.

Bu konuya birazdan değineceğim.

Jose Maria Sison, Fidel Castro’nun ölümünün ardından dünya üzerinde hayatta olan ve bugün hala aktif, etki alanı büyük bir komünist partinin başkanlığını yapmış tek efsane liderdi.

Filipinler Komünist Partisi, silahlı cephesi Yeni Halk Ordusu, ittifakı Milli Demokratik Cephe başta olmak üzere bugün dünyanın en büyük uluslararası sol birliği olan Halkların Uluslararası Mücadele Birliği’nin (ILPS) kurucusuydu.

Kıbrıs’tan ILPS içerisinde yer alan ilk ve tek örgüt Kıbrıslılar Birliği’dir.

Tüm dünya üzerinde sayısız siyasi yapı, sendika veya araştırma enstitüsü gibi yapılanmalara onun emperyalizme karşı mücadeleyi öne çıkaran “Milli Demokrasi” düşüncesi ışık olmaya devam ediyor.

Emperyalizm kıskacındaki coğrafyalarda çıkan tüm solcu liderler gibi ilerici, milliyetçi ve anti-kolonyalist bir mücadele verdi hayatı boyunca.

Elbette Kıbrıs hakkında çok derin bilgileri vardı.

Kıbrıs’ın emperyalistler tarafından dünyanın birçok yerinde uygulanan “böl ve yönet” stratejisinin etnik aşırılıkçılık kullanılarak bugünkü haline geldiğini düşünüyordu.

Kıbrıs’ta ve dünyada etnisite temelli bir mücadele ya da “çözümün” Kıbrıslılara ve bölgeye özgürlük getirmeyeceğine inanıyordu.

Tüm Kıbrıslıların ancak kendilerinin yaratacakları ayrıştırıcı değil birleştirici bir “milli demokratik” mücadele ile bağımsızlığa kavuşacağına inanıyordu.

Elbette bir sosyalistin veya Marksist-Leninistin farklı düşünebilmesinin imkanı olamaz zaten.

Lenin’in söylediği gibi kapitalizmin en üst seviyesi olan emperyalizmin kıskacındaki ezilen coğrafyalarda verilecek mücadelenin milliyetçi bir çizgide olması sosyalist emeller adına önemli bir araçtır.

Jose Maria Sison’un gerilla eğitimlerinde 1955-1959 arasında faaliyet gösteren gerçek EOKA’nın mücadele taktiklerini öğretmesi anti-kolonyalizm ile bağlantılıdır.

Çünkü EOKA’nın içinde yer alan ideolojik olarak gerici unsurlar, onun kolonyalizme karşı silahlı mücadelesinin ve taktiklerinin başarısını değiştirmiyordu.

İdeolojik değil ama silahlı mücadeleleri ve taktikleri de bugün hala dünya gerilla mücadeleleri tarihinde ayrı bir başlık olarak incelenmekte.

O kadar ki dünya silah literatürüne kazandırdıkları ve basit araçlarla yapılabilen “EOKA Tabancası” bile dünya üzerindeki gerilla mücadelelerince kullanılmıştı.

Burada uluslararası anti-emperyalist mücadelenin ve teorinin öneminin altını çizmemiz gerekiyor aslında.

Çünkü EOKA gibi yerel anti-kolonyal hareketler pratikte kendi içlerinde önemli ve başarılı olsa da uluslararası anti-emperyalist mücadele ile teorik bir bağlantıları olmadığı için ilerici bir hal alamamakta.

Bu bir uç.

Öteki uç ise kolonyalizm gölgesinde ve hatta işgal altında “toplumsal haklar” ve “emek eksenli” mücadele verdiği safsatasını söyleyen ve yine uluslararası anti-emperyalist mücadele ile teorik bir bağı olmayan örgütler.

İşgal rejimleri ve kolonyal yapılar altında “demokrasi”, “basın özgürlüğü”, “ifade özgürlüğü”, “toplumsal hak” ve “emek mücadelesi” vermek o rejimleri ve yapıları meşrulaştırmak demektir.

Elbette bunu o rejim ve yapılar ile bireysel veya grupsal çıkar ilişkisi olanlardan başkası yapmamakta.

Jose Maria Sison ve diğerleri gibi kendi milli mücadelesinin başarısının dünyadaki emperyalizme karşı mücadele ile birlikte el ele gittiğini anlamadığımız müddetçe bu cehennemin bir parçası olmaya devam edeceğiz.

Jose Maria Sison’un hayatını kaybetmesi, verdiği mücadelenin büyüklüğü sebebiyle tüm dünya ilerici basını tarafından olduğu kadar ana akım medya ve haber ajansları tarafından da paylaşıldı.

O efsane lider ile ettiğimiz uzun sohbetleri hayatım boyunca unutmayacağım elbette.

Ve emperyalizme karşı tüm dünyada verilen kardeş mücadeleler ile Kıbrıslılar Birliği örgütü ve Kıbrıslıların milli kurtuluş mücadelesine olan inancım hayatım boyunca var olmaya devam edecek.