Oz Karahan – Avrupa Gazetesi (26.09.2022) – “Kıbrıs ‘etnik kökene bakılmaksızın tek bir halk, Kıbrıs halkı ile’ üniter bir devlet olarak kurulmuştur”.
Bu sözler Kıbrıs’ın BM Daimi Temsilcisi Andreas Hacihrisantu’nun BM Genel Sekreteri’ne hitaben yazdığı bir mektupta yer almakta.
Hacihrisantu bu mektubu Türkiyeli mevkidaşı Feridun Sinirlioğlu’nun BM Genel Sekreteri’ne gönderdiği mektuba yanıt olarak kaleme aldı.
“Üniter Kıbrıs” ve “tek halk” terimlerini altını çizerek kullanmasının sebebi ise tahmin edebileceğiniz gibi Sinirlioğlu’nun mektubunda yer verdiği ve bizim hem iki devletçi hem federalist insanlarımızın da çok sevdiği yalan ve yanlışlar.
Sinirlioğlu mektubunda Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 1960 yılında adanın “iki halkı” arasındaki “ortaklık” temelinde kurulduğunu ve 1963 yılında “Kıbrıslı Türklerin” bu devletten zorla kovulduğunu iddia ediyordu.
Şimdi Sinirlioğlu’nun yazdıklarını okuyan ve zihinleri Türk propagandaları ve “Türk tezleri” ile doldurulmuş insanlarımızın “adam yanlış söylememiş ki” dediğini duyar gibiyim.
Ama Avrupa gazetesi ve Kıbrıslılar Birliği örgütü olarak halkımıza yıllardır anlatmaya çalıştığımız şey bütün bu yalanların Türkiye’nin propagandasının bir parçası olduğudur.
Hacihrisantu da Guterres’e yazdığı mektupta “Türkiye’nin en iyi yaptığı şeyin tarihsel revizyonizm ve gerçekleri yanlış sunmak” olduğunu belirtmiş.
Hacihrisantu aynı zamanda Türkçe konuşan Kıbrıslıların 1963 yılında devlet kurumlarından tek taraflı olarak uzaklaştıklarına da 1964 yılındaki BM raporlarında değinildiğinin altını çizmiş.
Resmi makamlar tarafından basınla paylaşılan iki mektuba da kolaylıkla ulaşabilirsiniz.
Ben lafı uzatmadan sadede geleyim…
Anlatmaya çalıştığım şey, artık bazı insanlarımız Kıbrıs Cumhuriyeti hakkında en basit gerçeği kabul etmezlerse ne dünya, ne Kıbrıslıların çoğunluğunu oluşturan Rumca konuşan Kıbrıslılar, ne de gerçeklerle hiçbir zaman barışamayacaklar.
Bahsettiğim gerçekler yıllardır söyleye söyleye dilimizde tüy bittiği ve tüm dünyanın kabul ettiği gerçeklerdir.
1960 yılında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti “üniter” bir devlettir!
Bu konuda bana, Kıbrıs Cumhuriyeti anayasasına, Avrupa Birliği’nin ülke profillerine yer verdiği yayınlara, Birleşmiş Milletler belgelerine, Kıbrıslılar Birliği örgütünün bildirilerine ve tüm dünyaya inanmıyorsanız, Türkçe konuşan Kıbrıslı federalist partinize kulak veriniz.
Geçtiğimiz sene Kıbrıs Cumhuriyeti Başkanı Nikos Anastasiadis’in Türkçe konuşan Kıbrıslılara yaptığı 1960 anayasasına dönüş çağrısı karşısında yazılı açıklama yapan CTP “üniter bir yapı olan 1960 siyasi düzenine geri dönülmesi, Kıbrıslı Türklerin aleyhinedir ve kabul edilemezdir” diyerek on yıllardır kendi neferlerinin uydurduğu “fonksiyonel federasyon” zırvasına son noktayı koymuştur.
Hala bütün bunları yazma ihtiyacı duymam üzülesi bir durum.
Ancak ne yazık ki hala içinde Kıbrıs Cumhuriyeti’ne bağlılık duyan ama “üniter” kelimesine alerjisi olan insanlarımızın olduğunu görmekteyim.
Bunun sebebi Sinirlioğlu’nun yeniden kaleme aldığı ve ilk olarak neredeyse yarım yüzyıl önce başlamış Türk propagandaları ile zihinleri bulandırılmış insanlarımız.
Bu ilk değil ama umarım son olur, ama gerekirse üşenmeden insanlarımızı içinde yaşadıkları uydurma siyasi retorik ve ilüzyondan uyandırmak için yazmaya devam edeceğim.
İki devletçilerin “ortaklık”, Türk tezi federalistlerin “fonksiyonel federasyon” diye siyaset biliminin duymadığı saçma bir terimle tanımlamaya çalıştığı Kıbrıs Cumhuriyeti resmi olarak “üniter ve konsesyonal” bir devlettir.
Hala bunları konuşmak acı bir durum olsa da, Türkçe konuşan Kıbrıslıların varlığının tek garantisi 1960 Anayasası ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin varlığı olduğuna inanan insanlarımızın sayısı her geçen gün artmaya devam ederken düğmeyi yanlış yerden iliklemeye başlamamaları adına bu basit gerçeği anlamaya ve anlatmaya devam etmeliyiz.
Bağımsızlık mücadelemizin başarıya ulaşması için Türkiye’nin propagandaları ile “tarih revizyonizmine” alet olmamak adına bunu yapmamız hayati önem taşımaktadır.