Oz Karahan – Avrupa Gazetesi (10.07.2022) – Pek az kişi bilse de Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ve Kıbrıslıların bestelenmiş bir milli marşı var.
Bugün adamızın işgal altındaki bölgelerinde Türkiye Cumhuriyeti’nin İstiklal Marşı, özgür bölgelerinde ise 1966 yılından beri Yunanistan’ın Özgürlük Marşı okunmakta.
Ancak Kıbrıs Cumhuriyeti’nin konsesyonal yönetiminin son bulmasına sebep olan 21 Aralık 1963’te başlayan 1963-64 krizi yaşanmasaydı, devletimizin milli marşı önemli bir etkinlikle tüm dünyaya ilan edilecekti.
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin milli marşı, 2004 yılında gerçekleşen Kıbrıs’ın Avrupa Birliği’ne kabul etkinliklerine kadar kimsenin Kıbrıslılara hatırlatmak istemediği bir tarih olarak arşivlerde saklandı.
O günden sonra da yine arşivlerin tozlu raflarına geri dönen bu marşı geçtiğimiz yıllarda Kıbrıslılar Birliği saklandığı yerden çıkartıp tüm Kıbrıslılar ile paylaşmıştı.
Marşın kendisi ve hikâyesi, Kıbrıs’ın kendisi ve hikâyesi gibi aslında.
İhtişamlı ve hüzünlü…
1960 yılında konsesyonal bir anayasa ile Rumca konuşan ve Türkçe konuşan Kıbrıslıların birlikte kurduğu Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yapısındaki görev dağılımı, bir devletin en önemli iki sembolü olan milli bayrağı ve milli marşı için de yapılmıştı.
Cumhurbaşkanı Makarios ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fazıl Küçük, Kıbrıslıların devletinin bu iki sembolünden birinin Rumca konuşan Kıbrıslı, diğerinin ise Türkçe konuşan Kıbrıslı tarafından yapılması konusunda anlaşmıştı.
Hepimizin bildiği gibi Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağının tasarımı için yapılan yarışmaya katılarak kazanan kişi Türkçe konuşan Kıbrıslı sanatçı İsmet Güney olmuştu.
Bu sebepten ötürü Kıbrıslıların milli marşının kimin besteleyeceği ile ilgili yetki Cumhurbaşkanı Makarios’taydı.
Makarios bu önemli görevi Kıbrıs’ın en önemli bestekar ve müzisyenlerinden Rumca konuşan Kıbrıslı Solon Mihailidis’e verecekti.
Biz Türkçe olarak “Kıbrıs Cumhuriyeti” desek de bu devleti ve onu oluşturan milletin yüzde sekseninden fazlasının kullandığı dil olan Yunancadaki resmi adı “Kipriaki Dimokratia” yani “Kıbrıslı Cumhuriyeti”dir.
İşte bu sebepten Solon Mihailidis “İmnos Kipriakis Dimoktarias” yani “Kıbrıslı Cumhuriyeti Marşı” başlığı attığı nota defterinde bu marşın bestesini tamamladı.
O nota defterinin kopyası yine Kıbrıslılar Birliği’nin kitaplığında bulunmaktadır.
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin milli marşı Cumhurbaşkanı Makarios ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fazıl Küçük tarafından da beğenilmişti.
Bu konuda ikisinin de acele etmek isteyişinin önemli bir nedeni vardı.
Çünkü Kıbrıslıların devletinin yetkilileri olarak ikisi de resmi yurtdışı seyahatlerine başlamışlardı.
Ve elbette bu resmi ziyaretler sırasındaki törenlerde çalınmak üzere her devletin bir milli marşı olması gerekmekteydi.
Ancak Kıbrıs Cumhuriyeti’nin henüz bir milli marşının olmaması sebebiyle bu resmi ziyaretlerde bazen bir marş çalınmıyor, bezense rastgele müzik eserleri çalınıyordu.
Makarios’un 1961 yılında Bağlantısızlar Hareketi içerisinde kendisi gibi ön planda yer alan yakın dostu Cemal Abdülnâsır’ın Mısır’ına gerçekleştirdiği ziyarette Kıbrıs Cumhuriyeti için askeri bir marş çalınmıştı.
Yine 1962 yılında gerçekleştirdiği Batı Almanya ziyaretinin resmi töreninde ise daha sonraları Avrupa Birliği’nin de resmi marşı olan Beethoven’ın “Ode to Joy” ya da Türkçesiyle “Neşeye Övgü” eseri çalınmıştı.
Makarios, Kıbrıs Cumhuriyeti’ne marş bestelenmesi sürecinin başlaması konusunda ilk adımı ise 1962 yılında Türkiye’ye yaptığı ziyaret sonrasında atmıştı.
Solon Mihailidis’in bestelediği Kıbrıs Cumhuriyeti milli marşı çeşitli etkinliklerde çalınmış olsa da planlanan resmi ilanına ve kabulüne çok kısa bir süre kala gerçekleşen 1963-64 krizi sebebiyle hiçbir zaman devlet tarafından resmi kabulü gerçekleşemedi.
1963-64 krizi ve sonrasında Türkçe konuşan Kıbrıslıların zamanın Türkiye yönetiminin de tavsiyelerine rağmen Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki yetki ve görevlerinden çekilmesi sonrasında, 1966 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu aldığı karar ile Yunanistan’ın Özgürlük Marşı’nın Kıbrıs’ta kullanılabilmesinin önünü açtı.
“Önünü açtı” diyorum çünkü 1966 yılının Kasım ayında gerçekleşen o Bakanlar Kurulu tutanakları incelendiği zaman bu alınan kararın resmi gazetede yayınlanmaması gerektiği konusunda anlaşılmış olduğu ortaya çıkmakta.
Ve elbette anlaşıldığı gibi bu karar resmi gazetede yayınlanmamıştı.
Ayrıca ortaya çıkan başka bir gerçek bu kararı tüm bakanlar desteklememişti.
Örneğin kurulda bulunan dönemin Maliye Bakanı Renos Solomidis bu konunun konuşulmasını şahsen uygun bulmadığını dile getiriyordu.
1966 yılından sonra bir daha kimsenin hatırlamayacağı ve hatırlatmayacağı Kıbrıs Cumhuriyeti Marşı 2004 yılında bir kereye mahsus tekrar Kıbrıslıların ve dünyanın karşısına çıkmıştır.
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği’ne kabul etkinliğinde, devletlerin birliğe girerken geleneksel olarak milli marşlarının çalınması gerektiğinden tarihe bir not düşülmesi için orkestra tarafından çalınmıştır.
Kıbrıslıların bir milli marşı olduğu bugün Rumca konuşan ve Türkçe konuşan Kıbrıslıların çoğunluğunun bilgisi olmayan bir konu olmaya devam ediyor.
Bu sebeple Kıbrıslı akademisyenler veya siyasi aktivistler milli marş konusu açıldığı zaman bu önemli tarihi gerçeklerden haberdar olmadıkları için “Kıbrıslıların ortak bir marşı olmalı” diye bu konuyu noktalıyor.
Ancak Kıbrıslıların ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin resmi olarak kabulüne belki de sayılı günler kalmış ama 1963-64 krizi sebebiyle hiçbir zaman resmi olarak kabul edilememiş bir milli marşı bulunmakta.
Dinlerken gözlerinizi yaşartacak ve tüylerinizi diken diken edecek kadar güzel bir milli marş.
Tüm Kıbrıslıların milli marşı.