Dünya siyasi elitinin oyuncağı: Mülteciler

Oz Karahan

Oz Karahan – Avrupa Gazetesi (15.11.2021) – Geçtiğimiz günlerde Kıbrıs’ta yaşanan en önemli gelişmelerden bir tanesi Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yönetimini altın tepside hediye ettiğimiz Rumca konuşan Kıbrıslı liderliğinin İsrailli savunma sanayii şirketi ile yaptığı anlaşma oldu.

Bu anlaşma ile Yeşil Hat’ın bazı kısımlarına kurulacak bir sistemle sınır ve hatta Kıbrıs’ın işgal bölgesinin bir kısmı da 7/24 izlenebilecek.

27,5 milyon Avro değerindeki ve 3 sene içerisinde tamamlanacak olan bu sistemi kuracak firma ise İsrail’in öncü savunma sanayii şirketlerinden Elbit Systems.

Elbit Systems aynı zamanda İsrail ordusuna insansız hava aracı üretimi yapan bir firma.

Bu sebeple dünyanın çeşitli yerlerinde Filistinliler ve Filistinlilerin mücadelesini destekleyen örgütler tarafından sık sık protesto ediliyor.

Biliyorsunuz, İsrailli bir firma böyle bir sistemi bir yere kuracaksa bunu sadece maddi çıkar sağlamak için yapmayacaktır.

Özellikle bu firma İsrail ordusuna hizmet veren bir firmaysa…

2019 yılında Larnaka’da WiSpear isimli İsrailli bir casus yazılım firmasına ait içi casusluk gereçleri ile dolu van tipi araç yakalanmış ve bu yaşananlar burada büyük ses getirmişti.

Firma daha sonra “Kıbrıslılara bir şey yapmadık” diye açıklama yapmış ve yakın zamanda firmaya 925 bin Avro ceza verilmişti mahkeme tarafından.

WiSpear firması da İsrail ve başka ülkelerin hükümetleri ile çalışan bir firma.

Bugün İsraillilere ülkemizde bu yüksek teknoloji “izleme kuleleri”nin verilmesinin sebebi ise mülteciler.

Avrupa’nın Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önünde eğilmesini sağlayan da mülteciler.

Dünya’daki aşırı sağ ve çoğu zaman gerici siyasetin toplumlar içindeki yükselişinin sebebi de mülteciler.

Avrupa’daki sosyal demokrat ve çakma sol siyasetin birer oy ve demagoji malzemesi kaynağı olarak gördüğü şey de mülteciler.

Bu listeyi mikro ve makro anlamda uzatabilirim.

Sığ ve tehlikeli bir su mülteciler konusu…

Kıbrıslılar olarak bu konuyu doğru okumamız gerekmekte…

İşgal bölgesi zaten işgalcinin demografik mühendisliği ile artık Kıbrıslı değil…

Kıbrıs’ın özgür bölgeleri ise bugün Avrupa Birliği içerisindeki “kişi başına en fazla mülteci” düşen ülke konumunda.

Türkiye ve işgal bölgesindeki rejim ise mültecilere Kıbrıs’ın güney bölgelerine geçişleri konusunda kolaylıklar sağlıyor bugün…

Bu durum Kıbrıs’ın özgür bölgelerinin “izleme kuleleri” örneğinde olduğu gibi stratejik olarak işgalci ikizlerin yani Türkiye ve İsrail’in eline geçmesine sebep oluyor.