Kıbrıs Cumhuriyeti’ni istemiyorsanız sonunuz “Tatar” olacak

Oz Karahan

Oz Karahan – Avrupa Gazetesi (29.08.2021) – Rumca konuşan Kıbrıslı lider Nikos Anastasiadis açıkladı…

“…Kıbrıslı Rum toplumu, 1960 Anayasası hükümlerine göre Kıbrıslı Türklerin gerek yürütme ve yasama gücüne, gerekse diğer hizmetlere geri gelmeleri ile anayasal nizamın tesis edilmesinde ısrar eder ve bunu kabul etmeye tam olarak hazırdır…”

Bu açıklamayı neyin üzerine yaptı peki?

Ersin Tatar’ın Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu iptal edildikten sonra yaptığı açıklamaların üzerine.

Biliyorsunuz, Avrupa Birliği devletleri dahil dünya üzerindeki bütün devletlerde “devlete ve anayasal düzenine saldırı” vatana ihanet kapsamına girer ve bir bedeli vardır.

Bu bedelin en hafif şekliyle karşı karşıya gelen Ersin Tatar, pasaportunun iptal edilmesine karşı çıkarak vatandaşı olduğu halde “tanımadığı” Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Rumca konuşan ve Türkçe konuşan Kıbrıslıların ortak cumhuriyeti olduğunu söylemişti.

Bunun üzerine de Nikos Anastasiadis “madem Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki haklarını istiyorsun, hadi o zaman 1960 anayasal düzenini tesis edelim” dedi.

Bu anlattıklarım elbette geçtiğimiz günlerde yaşananların kronolojik bir sıralaması.

Ancak eğer Nikos Anastasiadis’in bu çağrıyı bu polemik sonrasında bir blöf olarak ortaya attığını düşünüyorsanız büyük bir yanılgı içerisindesiniz.

Rumca konuşan Kıbrıslı liderliğinin geçtiğimiz yıllarda hızlandırdığı aktif dış politikasının meyvelerinin istendiği gibi alınmadığı açık.

Kıbrıs sorunu konusunda içinde bulunduğumuz ve taksime hizmet eden iki devlet-federasyon statükosunu dağıtabilecek tek kalan hamle olarak “anayasal düzenin yeniden tesisi” fikrini ortaya atmaktan başka bir çaresi kalmamıştı Nikos Anastasiadis’in.

Başkanlık dönemi bitmeden de bu kahramanlığı yapıp adını temizlemek istediğini düşünmekteyim.

Bu çağrıya en çok üzülenler statükodan en çok nemalanan kesim, sözde “barış güvercinleri” federalistler oldu.

İşgal bölgesindeki federalistler 1960 anayasasına dönüş fikrinin insanlarımız tarafından destelendiğini bildiği için Rumca konuşan Kıbrıslı liderliğinin çağrısının mümkün olduğunca duyulmaması için ağızlarına bile almıyorlar.

Kıbrıs’ın özgür bölgelerinde ise statükonun baş bekçisi AKEL azgın bir köpeğe dönmüş şekilde bu konu üzerinden Nikos Anastasiadis’e saldırmakta.

Rumca konuşan Kıbrıslı sağcılar konu ile ilgili çok fazla seslerini çıkarmazken AKEL yetkilileri açıklamalarında “ne yani, Kıbrıslı Türklere veto hakkını geri mi vereceğiz” gibi cümleler kullanıp siyaset üretmeye çalışabiliyor.

Bizim federalistlerimiz ise AKEL’den aldıkları talimatlar ile 1960 anayasasına ve Kıbrıs Cumhuriyeti’ne saldırmak için tetikteler.

Bu saldırılar elbette eğer Rumca konuşan Kıbrıslı liderliği söz verdiği gibi bu çağrısını Birleşmiş Milletler platformuna taşırsa başlayacak.

Yalnız bizimkilerin yanıldığı ufak bir nokta var.

O da dedelerinin ve babalarının Rumca konuşan Kıbrıslılara hediye ettiği ve kendilerinin de istemediği o cumhuriyete küfredip, sonrasında oradaki “haklarını” istemelerine daha fazla izin verileceğini zannetmeleri.

AKEL’in arkalarını dayamalarını emrettiği “federal Kıbrıs” hayalinin sadece bir konjonktür olduğunu ve bu adadaki tek gerçeğin Kıbrıs Cumhuriyeti ve işgal olduğunu anlamamakta ısrar ederlerse, yakın zamanda sonlarının Ersin Tatar’ınkinden farklı olmayacağını anlamıyorlar.

Size konunun asıl tarafı, Kıbrıs Cumhuriyeti’ne dönmeniz ve anayasal haklarınızı almanız için açıkça çağrıda bulundu.

Bunu statüko sevdalısı AKEL’in gazı ile reddetmeniz, o Rumca konuşan Kıbrıslı dostlarınızın Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlıklarının değil, sizin vatandaşlığınızı ve tüm haklarınızı elinizden alacaktır.

İstemediğiniz, “bitti” dediğiniz, federasyon hayali peşinde koşarak “anayasal düzenini değiştirmek” istediğiniz o cumhuriyetteki tüm haklarınızdan söz ediyorum.

Kısacası bu tarihi çağrı, altında cehennem olan sırat köprüsünden önceki son çıkışımızdır.

“Kıbrıs Cumhuriyeti’ne, anayasasına ve haklarınıza dönün” çağrısını bugünkü ganimet ve çıkarlarınıza uygun bulmayıp “çağrıyı samimi bulmuyorum” gibi saçma sapan gerekçelerle geri çevirmeniz o cehennem çukuruna kendi rızanızla balıklama atlamanız demektir.