Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığınıza elveda

Oz Karahan

Oz Karahan – Avrupa Gazetesi (26.07.2021) – 2019 yılının Kasım ayında, Kıbrıs Cumhuriyeti parlamentosunda EDEK ve DİKO’nun tüm Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlarından işgal bölgesindeki sahte devleti tanımadıklarına dair yazılı beyan istenmesi ve bu beyanı vermeyen kişilerin vatandaşlıktan çıkarılması için verdikleri yasa tasarısını hatırlayalım…

Bu yasa tasarısına Kıbrıslılar Birliği olarak destek vermiştik.

O zamanlar Ersin Tatar yoktu, henüz sözde seçim olmamıştı.

Kıbrıs’ın özgür bölgelerinde de parlamento seçimleri yaklaştığı için bu yasa tasarısı ile ilgili ciddi bir çalışma yapılamadı.

2019 yılındaki girişimde Rumca konuşan Kıbrıslı toplumu da pek bilgilendirilmemişti, bu konuda bir kamuoyu henüz oluşmamıştı.

Ta ki Ersin Tatar seçilene kadar ve Anastasiadis ile o meşhur “Vatandaşlarım” kavgasına tutuşana kadar.

Biliyorsunuz, Anastasiadis her zaman olduğu gibi bir açıklamasında Türkçe konuşan Kıbrıslılardan bahsederken “Vatandaşlarım” ifadesini kullanmıştı.

Bunun üzerine Tatar “Onlar senin vatandaşların değil” deyince, kendisi de Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı olan Tatar’a cevaben Anastasiadis “Sen de benim vatandaşımsın” demişti.

Sonrası malum…

Ersin Tatar’ın bile Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı olduğunun duyulması Rumca konuşan Kıbrıslı toplumundan büyük tepki görmüş, kamuoyu bu konuyu günlerce konuşmuştu.

Bu tartışmalara Fileleftheros gazetesinde yazan ve Rumca konuşan Kıbrıslıların en önemli köşe yazarlarından Aristos Mihalidis de katılmıştı.

Mihalidis vatandaşlıkların iptalinin gerekli olduğunu belirtirken “Ankara’nın adamları ile Şener Levent, Ali Osman Tabak, Oz Karahan, Şener Elcil ve İzzet İzcan gibi isimleri bir tutamayız. Ancak Kıbrıslı Türkler, işgalin tüm saçmalıklarına karşı tolerans gösteremeyeceğimizi de anlamalıdır” demişti.

Geçtiğimiz günlerde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan ve işgal bölgesindeki adamı Ersin Tatar’ın yeni provokasyonları neticesinde bu konu yine güçlü bir şekilde toplumun gündemine geldi.

Rumca konuşan Kıbrıslıların parlamentodaki tüm siyasi partilerinin oluşturduğu Ulusal Konsey bu provokasyonlara karşılık sınır kapılarının kapatılması ve “bölücü-ayrılıkçı” faaliyetlerde bulunan kişilerin, yani KKTC yetkililerinin pasaportlarının iptali hakkında tekrar görüştü.

Bunun üzerine yine DİKO ve EDEK milletvekilleri aynı yasa önerisini tekrar gündeme getirdi.

“Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığı sıfatının, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin işgal altındaki topraklarındaki alt yönetimi tanıyan, bununla ilgili herhangi bir makama sahip olan veya Kıbrıslı Rum bir göçmen/başka bir yasal mülk sahibine ait olan mülkü yağmalayan bir kişiden mahrum bırakılmasını” öngören bir yasa önerisi.

Evet biraz uzun oldu, belki tam anlamamış olabilirsiniz…

O yüzden yasa önerisini yavaşça tekrar bir okumanızı tavsiye ederim.

Tavsiye ederim çünkü etrafınızda bu kategori içine giren onlarca kişi olduğunu hatırlamanız için.

Belki siz bile…

Kısacası 2019 yılının Kasım ayında aralanan Pandora’nın kutusu daha da açılıyor.

Ve elinizde sigorta olarak tuttuğunuz Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığınızı kaybetmekle karşı karşıya kalacağınız günler yaklaşıyor.

Bugün olmazsa yarın…

Bütün bunlar yaşanırken, bu köşeden size sık sık hatırlattığım kararı verme zamanınız geçiyor.

Ve önünüzdeki o iki seçenek hakkında vermeyi ertelediğiniz karar, sizi ikinci seçeneğin kucağına atıyor.

Ne miydi önünüzdeki o iki seçeneğiniz?

Hatırlatayım:

“Ya Kıbrıs Cumhuriyeti, ya Türkiye Cumhuriyeti”…