NATO zirvesi ve Kıbrıs konusu

Oz Karahan

Oz Karahan – Avrupa Gazetesi (13.06.2021) – Yarın, yani 14 Haziran 2021 tarihinde NATO yani Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü Brüksel’de zirvesini gerçekleştirecek.

Ben NATO’nun İngilizce adına uyumlu olarak Kuzey Atlantik Terörist Örgütü demeyi tercih ediyorum.

Kıbrıslılar Birliği kuruluşu olarak her konuda Kıbrıs’taki hiçbir örgütün olmadığı kadar net olan duruşumuzun en önemli kısmı NATO’ya ve emperyalizme karşı tavrımızdır.

Çünkü adamızın işgal altında ya da özgür bölgelerinde faaliyet gösteren sözde sol oluşumların da arada dile getirdiği gibi, Kıbrıs’ın bugünkü durumu 1971’de Lizbon’da yapılan NATO Dışişleri Bakanları toplantısında Türkiye, Yunanistan, İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri ve diğer güçler tarafından varılan anlaşmanın sonucudur.

Ama nedense, 1974 yılında zaten Yunanistan’ı yöneten ABD destekli Cunta’nın sergilettiği “darbe piyesi”nden sonra Türkiye’nin adaya çıkış planının bu toplantıda kararlaştırıldığını kabul eden “solcularımız”, Türkiye’nin adaya çıktıktan hemen sonra ortaya attığı “federal Kıbrıs” şartının bu toplantıda kararlaştırılmadığını düşünebiliyor, düşündürtmeye çalışabiliyor!

Tabii bu zırva sadece Kıbrıs’ta tutabiliyor…

Dünya üzerindeki anti-emperyalist oluşumlar ve liderlerine bir telefon uzakta olan ve Kıbrıslıların bu oluşumlar, kişiler ve devletler ile Soğuk Savaş döneminden beri ilişkisini okuyan biri olarak bazı gerçekleri artık hepimizin bilmesi gerektiğini düşünüyorum…

O dönem dünyanın her tarafında anti-emperyalizmin bayraktarlığını komünist partiler yaparken ve dünyadaki bağımsızlık hareketiyle ilişkileri onlar kurarken Kıbrıs’ta durum böyle değildi.

AKEL partisi bugün ne ise tarihi boyunca da aynı durumdaydı.

Kıbrıs’ı uluslararası dayanışma platformları, anti-kolonyal mücadeleler ile bağlantıda tutan kişiler ise Makarios ve EDEK’in kurucusu Vasos Lissaridis’ti.

Makarios’un Bandung Konferansı, Kıbrıs Cumhuriyeti Başkanlığı ve Bağlantısızlar Hareketi’nin kurucuları arasında yer alması önemli ve kendisine uluslararası ilişkilerde saygınlık kazandırmış gerçeklerdir…

Ancak Türkçe konuşan Kıbrıslıların hakkında çok bilgi sahibi olmadığı EDEK ve Lissaridis’in uluslararası platformlarda eskiden sahip olduğu güç ve saygının üzerine eğilmek gerekiyor.

Geçtiğimiz aylarda kaybettik Lissaridis’i…

Büyük bir mücadele insanı ve Kıbrıslıydı kendisi…

Bu insanların uluslararası dayanışma ve anti-emperyalist cepheler tarafından saygı görmesinin sebebi ise savunduklarının diğer bağımsızlık mücadelesi veren halklar tarafından anlaşılmasıydı.

“NATO’ya karşıyız” dedikten sonra NATO’nun adada beş ordusunu barındırması için ortaya koyduğu “federal Kıbrıs” fikrini savunmamalarıydı.

Kıbrıs’ta tam bağımsızlığın ve kardeşliğin ancak üniter Kıbrıs ile mümkün olabileceğini tüm dünyaya anlatmalarının kolaylığıydı.

Çünkü doğru olan buydu…

Biz de onlar da birçok noktada farklı düşünsek de, bağımsız Kıbrıs için üniter devletin şart olduğunu anlatmaya devam edeceğiz.

Makarios ve Lissaridis’ten sonra uluslararası platformlarda sahipsiz kalan ve “federasyon” ile doldurulamayan “bağımsız Kıbrıs” fikrini ulaştığımız her yerde haykıracağız.

Yarın NATO’ya karşı düzenlenen uluslararası zirvede dünya ilericileri arasında Kıbrıslılar Birliği olarak Kıbrıs’ı temsil eden tek kuruluş olacağız ve inandıklarımızı bir kez daha korkusuzca söyleyeceğiz.