Oz Karahan – Avrupa Gazetesi (22.03.2021) – İşgal nedir hala anlamadıysanız tekrar bir cümle ile anlatmaya çalışayım.
Kıbrıs’ta işgal, Fehmi Ercan’ın Dr. Fazıl Küçük’ten daha değerli olmasıyla özetlenebilir.
Belki duymuşsunuzdur, geçtiğimiz aylarda Doktor Fazıl Küçük Vakfı yöneticileri sözde KKTC’nin sözde Cumhurbaşkanını ziyaret etti.
Ziyarette işgal bölgesinde yapılmakta olan havalimanının isminin “Dr. Fazıl Küçük Havalimanı” olarak değiştirilmesi de gündeme geldi.
Dünya’nın neredeyse her ana havalimanı, o toprak parçasının toplum liderlerinin adına sahiptir.
Ersin Tatar bu konuya sıcak baktığını söyledi.
Ancak işler bu kadar kolay değil.
İşgal bölgesindeki illegal yerleşiklerin sözde siyasi yapısının lideri, sözde Başbakan Yardımcısı, Tasos İsaak ve Solomon Solomu’nun katli hakkında İnterpol tarafından aranan Erhan Arıklı konuya anında müdahil oldu.
Bu gelişme ile ilgili “Ercan Havaalanının ismini değiştirmek Fehmi Ercan’a olduğu kadar 1974’te ölen Türkiye’nin askerlerine de büyük bir saygısızlıktır” gibi bir açıklama yaptı.
Fehmi Ercan kim?
1974’te işgal sırasında ölen Türkiye’nin bir askeri.
Doktor Fazıl Küçük kim?
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Muavinliği görevini de yapmış, Türkçe konuşan Kıbrıslıların toplum lideri.
Belki bazılarınız 1974 yılında yaşananlara işgal demeyi tercih etmeseniz bile bu tablonun neye benzediğini size betimleyim:
Irak’ta Sünni Arap Saddam Amerikalılar tarafından devrilince, Kürtlerin ya da Şiilerin bir havalimanına Amerikalı bir askerin ismini vermesi gibi bir şey.
Ya da Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nı kazanmasının tek nedeni olan Sovyet yardımları ile birlikte savaş süresince yanında bulunan askerlerden, örneğin Mareşal Kliment Voroşilov’un adında bir havalimanı ya da otobüs garı duymadım Türkiye’de.
Latin Amerika veya Afrika’daki küçük sömürge adacıklarını da düşünüyorum ama benzer bir örnek bulamıyorum.
Çünkü aslolan şey Kıbrıs’ın kuzeyinin bugün sömürge bile olmadığıdır.
Burada Fazıl Küçük seviciliği yapacak değilim, kendisini hiç sevmem.
Ama bugün adı işgalin vahametini göstermek için güzel bir örnek olmakta…
Fazıl Küçük’ün 1955 yılında Reuters muhabirine verdiği röportajda “Bizim siyasi görüşümüz yoktur, Türkiye ne derse, ne isterse onu yaparız… Şayet Türkiye bir koca kazık gönderir ve bunu götünüze sokun derse, o kazığı hiç düşünmeden götümüze sokarız” diyen birisiydi.
Aktif görevi süresince Kıbrıs’ta yaşanan her acıda da emeği vardır.
Ancak onun da Türkiye tarafından silinmesinin sebebi 1974 sonrasında ne halt yediğini anlayarak, bir savaş suçu olan Türkiyeli illegal yerleşiklere karşı aldığı tavır ve İslam karşıtı duruşuydu.
Bugün TRT’de Kıbrıs hakkında büyük prodüksiyonlu lağım gibi bir dizi film yapılırken kendisinden çok bahsedilmemesinin sebebi de bunlardır.
Türkiye’ye yapılan Kıbrıs anıtlarında Makarios’un yanına ve Rauf Denktaş’ın karşısına konulur ve saldırıya uğrayan her anıtta payını da alır.
Peki, Kıbrıslı nerededir?
Aslında Kıbrıslının ne olduğunu anlamak için uzağa bakmaya da gerek yok.
Belki inanmayacaksınız ama Fazıl Küçük’ün aile fertlerinden biri bu dizi filmde “figüran” olarak EOKA askerini canlandırmakta.
İşte Küçük soyadını taşıyan ve figüran rolü oynayan Fazıl Küçük’ün aile fertleri Kıbrıslıların özetidir.
İşgal, bu topraklarda bir Türkiye askerinin sizin işbirlikçi toplum liderinizden bile daha önemli olması demektir.