Oz Karahan – Avrupa Gazetesi (23.11.2020) – Son Avrupa Parlamentosu seçimleri 26 Mayıs 2019 tarihinde gerçekleşti.
Şener Levent’in Yasemin Hareketi altında katıldığımız bu seçimlere ana akım siyasi partilerin finansal avantajlarına sahip olmadan kısa bir sürede hazırlandık.
Bağımsız Kıbrıs’a inanan altı Türkçe konuşan Kıbrıslı olarak katıldığımız seçimlerde oylarımızın neredeyse yüzde yetmişbeşini Rumca konuşan Kıbrıslılardan alarak verdiğimiz emeklerin tarihe geçtiğine inanıyorum.
Aynı zamanda tüm Türkçe konuşan Kıbrıslıların oylarının da dörtte birini almıştı Yasemin Hareketi.
Bu seçimlerin sonucunda DİSİ 2, AKEL 2, DİKO 1 ve EDEK 1 olmak üzere toplam 6 milletvekili ile Avrupa Parlamentosu’na Kıbrıs’ı temsil etmek için gittiler.
AKEL’in seçimi kazanan adaylarından biri, Yasemin Hareketi ve Şener Levent’in seçilmemesi için bu yarışa dahil ettiği Türkçe konuşan Kıbrıslılardan biriydi.
Türkçe konuşan Kıbrıslıların oylarının geri kalanını alan kişi olmuştu, çirkin propaganda çalışmaları ve bu çalışmalara destek olan siyasi yapılar sayesinde.
Seçimlerin üzerinden bir buçuk seneye yakın zaman geçti.
Ve bu süre zarfında Türkçe konuşan Kıbrıslılar yine onlarca sosyal, kültürel ve ekonomik baskı ile karşı karşıya kaldılar, yaşamak zorunda oldukları Türk işgali sebebiyle.
Ancak oturduğu önemli koltuk ile Türkçe konuşan Kıbrıslılar için yapabileceği onca şey yerine gezip tozmayı, hibe kovalamayı ve basın açıklamaları yapmayı tercih etti bu bahsi geçen kişi seçim gününden beri.
Kıbrıslı Avrupa Parlamentosu milletvekilleri arasında Türkçe konuşan Kıbrıslıların sorunları ile ilgilenmesi de gerektiği için parlamento çalışmalarına en fazla katkıyı koyması lazımken, altı milletvekili arasında parlamento çalışmalarına en az katkı koyan kişi olmayı başardı.
Bu durumu ara sıra bu köşeden dile getiriyordum.
Ancak bugün aynı konu Rumca konuşan Kıbrıslıların da gündeminde.
Güncel olarak yaşanan birkaç gelişme Kıbrıs’ın özgür bölgelerinde bardağı taşıran son damlalar oldu ve artık Rumca konuşan Kıbrıslıların büyük kesimi “Kıbrıs’ın Avrupa Parlamentosu’nda 4 milletvekili vardır, Türkiye’nin de iki” demeye başladı.
Şener Elcil’in yaptığı açıklamalar sonrasında Türkiye’den gelen tepkilere karşı AKEL hariç tüm partilerin milletvekilleri Avrupa Parlamentosu’nda ortak çalışmalar gerçekleştirdi.
DİSİ, DİKO ve EDEK milletvekilleri ortak olarak yazdıkları bir mektup ile işgal bölgesinde ikamet eden Şener Elcil’in güvenliği için Avrupa’nın ne gibi önlemler aldığını sormuştu Komisyon’a.
Tüm Kıbrıslı milletvekillerinin katılımıyla çok güçlü bir şekilde dile getirilebilecek olan bu durum karşısında AKEL’in pasif kalması insanları çileden çıkardı.
Şimdi yine tüm Kıbrıslı milletvekilleri, “Bozkurt”ların tüm Avrupa’da yasa dışı örgüt ilan edilmesiyle ilgili çalışma yürütüyorlar Fransa’nın girişimlerinden sonra.
Bütün Avrupa devletleri, hatta Almanya’nın önemli Türk siyasetçilerinden Cem Özdemir gibi isimlerin bile başını çektiği bir akım ile eş zamanlı olarak.
Ancak tahmin ettiğiniz gibi yine malum iki milletvekili, Kıbrıslı milletvekilleri ile birlikte bu çalışmalara imza atmayı reddettiler.
Bütün bunlar bize bir gerçeği tekrar hatırlatmakta aslında…
Türkiye’nin truva atları Kıbrıs’ın işgal bölgelerinde de özgür bölgelerinde de faaliyetlerine devam ederken, ideolojisi ne olursa olsun tüm Kıbrıslılar saflarını birleştirmeli, tek ve bütün bir Kıbrıs’a ulaşmak için mücadele etmeli…
Ve bunun için yapmamız gereken ilk şey, işgal bölgesinde ve özgür bölgelerde yaşayan Kıbrıslıların birbirlerinin sosyal refleks ve hassasiyetlerine uygun olarak ortak bir cephe oluşturmak…
