Hazırlanın. Eski, vahşi ve emperyalist Amerika geri döndü…

Oz Karahan

Oz Karahan – (09.11.2020) – 2013’te gittiğim ve hayatımın bir bölümünü geçirdiğim Amerika’da siyasi olarak ta hareketli bir zamandı benim için.

ABD Komünist Partisi’nin Teksas eyaleti (devleti) ayağı olan Teksas Komünist Partisi’nin kurultayında delege olacak kadar, 2014 yılındaki Houston şehrinin 1 Mayıs etkinlik komitesinin başındaki kişiler arasında yer aldığın ve Amerika’nın en büyük sendikası olan AFL-CIO’nun kurduğu çatı işçi ötgütlerinde görev yaptığım yıllardı.

Bu dönem içerisinde Ameikan siyasetini yakından tanıma ve hatta birçok siyasi ile şahsen tanışma fırsatım oldu.

Çok göze batmayan ABD Vermont Senatörü Bernie Sanders’i de o zamanlar tanıdım.

Bernie Sanders’in yıldızı 2015 yıllarından sonra daha çok sosyal medya sayesinde patlamış, 2016 ve 2020 yıllarında ise ABD Başkanlığına Demokratik Parti’den aday adayı olsa da parti içerisinde gerçekleşen binbir kirli siyaset oyunu ile seçtirilmemişti.

“Demokratik” ABD’nin iki partili “anti-demokratik” seçim sistemi sayesinde alternatif ideolojilere sahip olan siyasiler, Başkanlık gibi büyük makamlar için bu partilerin içinde yarışa katılmak zorunda kalmaktadır.

Bu sebeple, aslında bir demokratik sosyalist olan ve hayatı boyunca Vermont’taki küçük ilerici yerel partilerin desteği ile siyasetini sürdüren Bernie Sanders’ta Başkanlık seçimleri sırasında Demokratik Parti’nin kurbanı olmuştu.

2016 yılında Başkanlık adaylığı yarışını kaybettiği Hilary Clinton’ı ise hepimiz tanıyoruz…

En son Libya’da Kaddafi’ye karşı gerçekleşen emperyalist hareketin başını Obama ile çekerken ABD’nin Dışişleri Bakanıydı.

Suriye’ye yapılmak istenen ama başarılı olunamayan müdahalenin de mimarıydı.

IŞİD’in yaratılması gibi tüm dünyayı etkileyen konulardaki parmağını ve dünyanın geri kalan yerlerinde çıkan siyasi karışıklıklardaki rollerini saymıyorum bile.

2016 yılında sol görüşlü bir kişi olarak Donald Trump’ı desteklememe sebep olan o kadar etki vardı ki.

Ve yalan söylemeyeceğim, bu desteği verirken içimdeki korkuların çok azının gerçek olmasına izin veren bir kişi oldu Donald Trump.

Size soruyorum:

Dört sene içerisinde ABD’nin iç siyasetine eskisi gibi açık bir şekilde karıştığı bir coğrafya oldu mı?

Amerikalı işçi sınıfının refah seviyesi artmadı mı?

Kuzey Kore’nin komünist rejimi ile iletişim kuran ilk ABD Başkanı olmadı mı?

Seçim sırasında oy için başlattığı “duvar” konusunu bir kenara bırakırsak, Obama’nın başkanlığı sırasında sınır dışı ettiği yabancıdan katbekat daha az kişiyi sınırdışı etmedi mi?

Ve bunlar gibi size sayabileceğim onlarca şey…

Bugün ABD siyaseti hakkında hiçbirşey bilmeden sadece Amerikan PR firmaları çalışmaları ile karikatürize edilen bir Donald Trump’a karşı dünyanın her yerinde saçma bir tepki var.

Yerine geçecek olan “Uncle Joe” Biden’ın aynı Hillary Clinton gibi geçmişinin Washinton DC’de başka ülkelere nasıl “dış müdahale” yapıldığı konusu hakkındaki uzmanlığını ya da başta Yahudi ve Wall Street lobicileri olmak üzere hem dünyayı hem de Amerikan halkının burnundan getirecek kişilerin avcunda olduğunu bilmeden…

Bu konu hakkında bir yazı dizisi hazırlayabilirim ama artık çokta önemi olduğunu düşünmüyorum.

Size tek söyleyeceğim önümüzdeki birkaç yılın zorlu geçeceği ve coğrafyamızda yine, yeni, yeniden büyük karışıkların doğabilmesinin kesin olduğudur.

Hazırlanın…

Eski, vahşi, emperyalist Amerika geri döndü…