Anastasiadis’ten KTÖS’e cevap!

Oz Karahan

Oz Karahan – Avrupa Gazetesi (08.11.2020) – Geçtiğimiz günlerde Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası tarafından yayınlanan ve hem Kıbrıs’ta, hem de Türkiye’de ses getiren bildiriyi okumuşsunuzdur.

Bu bildiri ve içeriğinin Kıbrıs’ın gerçeklerine ne kadar kopuk olduğu konusuna birazdan değineceğim.

Öncelikle bütün bu yaşadığımız gelişmelerin, konfor bölgelerinde muhalefetcilik oynayarak hayatını kazanan herkese yolun sonuna gelmek üzere olduklarını göstermekte olduğunu belirtmek isterim.

Ama öncelikle lütfen artık “Kıbrıs’ta bir sendikanın yaptığı ve Kıbrıs’ı ilgilendiren bir açıklamaya Türkiye’den nasıl müdahale olabilir” gibi soruları sormayı bırakınız.

Kıbrıs’ın kuzeyindeki işgal bölgelerinin artık bir “alt yönetim” bile olmadığını kabul etmenizin zamanıdır.

Çünkü alt yönetimlerin bile küçük de olsa bir otonom yapısı olmaktadır.

Ancak bugün “KKTC” denen yapının Türkiye’ye karşı, Nahçivan’ın Azerbaycan’a karşı olduğundan daha az bir otonom yapısı var…

Bundan sonra Kıbrıs’ın işgal bölgesinde söyleyeceğiniz her şeyin, sosyal medyada paylaşacaklarınızın, gazetede yazacaklarınızın muhatabı doğrudan Türkiye olacaktır.

Çünkü Afrika gazetesine saldırıldıktan sonra düzenlediğiniz etkinlikte Şener Levent’i o sahneye çıkartacak cesaretiniz yoktu.

Çünkü Şener Levent, Ali Osman Tabak ve Afrika gazetesine Erdoğan’ın talimatıyla “Kıbrıs Türk halkı” adına TC Büyükelçiliği tarafından açılan davalar sırasında kalkıp “benim böyle bir davam yok” diyecek “iradeyi” göstermediniz.

Bugün çıkıp altını dolduramadığınız iki üç kelimeyle demagoji yaparak, yanlış kişilerden yardım beklerseniz, çok beklersiniz.

“Müdahale” ve “irade”…

Artık, müdahalenin “seçimlerde oy satın alınması” olduğunu söylecek kadar kör olduğunuz için bugün Türkiye ile doğrudan muhatapsınız.

Artık, “iradenizin” gaspının “AKP’li yetkililerin köy köy gezmesi” ile gerçekleştiğini söyleyecek kadar korkaksanız Erdoğan’ın gazabını tadacaksınız.

Müdahale ve iradenizin ortadan kalkmasının illegal yerleşikler tarafından gerçekleştirildiğini kabul edecek ve dillendirecek cesaretiniz olmadığı müddetçe bunları ve daha kötülerini yaşamaya da devam edeceksiniz.

Evin içinde “fica” kapının dışında “gardaşcım” demeyi bırakarak dürüst olmaya karar verdiğiniz zaman birşeyler düzelmeye başlayacak.

Şimdi gelelim Anastasiadis’in KTÖS’e cevabına…

Öyle bir cevap yok.

Muhtemelen bildiriyi okuduysa bir kahkaha atmıştır.

Çünkü KTÖS’ün Ersin Tatar’ı şikayet ederken yazdığı hainliklerin hepsini kendisi de yapmış bir kişidir Anastasiadis.

Sizi eğer hala birlikte takıldığınız AKEL ve DİSİ gibi Rumca konuşan Kıbrıslıların statüko ve düzene göbekten bağlı parti ve siyasi elitinin kurtaracağını zannediyorsanız çok büyük bir yanılgı içerisindesiniz.

Bu yüzden her zaman söylediğim gibi bu adada bir mücadele verilecekse önce toplumların birbirinin siyasi yapılarını ve hassasiyetlerini iyi tanımaları gerekmektedir.

Ve kimseden kendinizin gerçekleştiremediği bir başkaldırıyı ve mücadeleyi sizin için vermesini bekleyemezsiniz.

Tanrıdan bile.

Bir Yunan atasözü şöyle der:

Tanrı Atina’nın sana yardımının dokunmasını istiyorsan kendi ellerini de kullanmalısın…