Toplum Liderliği ve “KKTC Cumburbaşkanlığı” birbirinden ayrılmalıdır

Oz Karahan

Oz Karahan – Avrupa Gazetesi (25.10.2020) – Tarih 3 Şubat 2020…

Yani seçimlerden sekiz ay evvel…

Kıbrıslılar Birliği kuruluşu hem Kıbrıs, hem dünya kamuoyuna bir çağrıda bulunuyor…

“Toplum Liderliği seçimleri Kıbrıslıların yaşadığı kansız soykırım ve Türkiye’nin illegal yerleşik politikaları neticesinde meşruiyetini yitirmiştir”…

“Gücünü Kıbrıs Cumhuriyeti ve anayasasından alan bu makam için yapılacak seçimler, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin veya Birleşmiş Milletler’in kontrolü altındaki bölgelerde gerçekleşmelidir”…

“KKTC sahte devletinin tüm makamları için seçimler bu alt yönetimin istediği kişilerin katılımı ile gerçekleşebilir ancak Kıbrıs sorunu ve Kıbrıslıların geleceğini ancak bu Kıbrıslıların seçeceği toplum liderlerinin görüşmesi elzemdir”…

İşte çözüm istiyorsanız, fikir istiyorsanız alın size!

Seçim gününe kadar adaylardan birini destekleyip, “o iş bitti” gibi iddialı sloganlar atarak seçimi meşrulaştıranların, seçimi kaybedince basın toplantıları düzenleyip “seçimlerde para verildi” gibi samimiyetsiz demeçler verenlere ya da itiraz raporları hazırlayanlara kanmayınız.

Çünkü hiçbirimiz uzayda yaşamıyoruz ve bütün seçimlerde CTP ve TDP gibi partiler de dahil Türkiyelilerden bu şekilde oy alındığını biliyoruz.

Çünkü işgal rejiminde yapılan seçimlerin sonuçlarına itirazın işgal yönetimine yapılmasının abesle iştigal olduğunu biliyoruz.

Bugün toplumumuzun içine girdiği depresif hali sekiz ay önce görenler olmuştur.

Bunu yapabilmek için müneccim olmak değil, sadece ayaklarınızın birazcık yere basması yeterlidir.

Dün Rumca konuşan Kıbrıslı medyasında yayınlanan ve seçimler dahil tüm sıcak gelişmeleri değerlendirdiğim demecimde de aynı öneride bulundum.

Bu konuda bir kampanya da başlatarak Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, Rumca konuşan Kıbrıslıların ve uluslararası ilerici kuruluşların gündemine de bu konuyu sokacak bir çalışma başlatmamız gerekmektedir.

Hodri meydan!

Birçok Kıbrıslının umut bağladığı, sahte devletin ve işgal rejiminin yasaları altında kurulmuş partiler, sivil toplum örgütleri veya sendikalar bu haklı mücadeleye katılacaklar mı göreceğiz.

Daha önce söylediğim gibi, bu mücadelenin artık sokakta verilebilecek bir mücadele olduğu zamanların üzerinden çok yıllar geçti.

Türkçe konuşan Kıbrıslıların haklarını ve toplumsal varlık mücadelesini ancak Kıbrıslılar Birliği gibi uluslararası alanda çalışma yapan kuruluşların, dünya ve “tüm” Kıbrıslıları bir plan ve mücadele dahilinde birleştirecek kampanyaları ve ilişkileri ile verebiliriz.

Kıbrıs’ın işgal bölgesinde ne dediği ve duruşu tam olarak anlaşılmayan ve birlikte yaşadıkları Rumca konuşan Kıbrıslı toplumunun bile varlıklarından haberleri olmadığı siyasi hareketler ile değil.

Ağlamayın, üzülmeyin, korkmayın, saklanmayın.

İşte size çözüm!

İşte size iradenizi geri almak adına geriye kalan yapabileceğiniz tek şey!

“KKTC Cumhurbaşkanı”nın aynı zamanda Toplum Lideri olarak kabulüne karşı Kıbrıslılar olarak verilecek ortak bir kampanya!

Bu duruşu sergileyip sergilememek sizin elinizde…