Oz Karahan – Avrupa Gazetesi (11.10.2020) – 1974 yılından beri bir pazarlık kozu gibi elde tutulan Maraş için hamle yapıldı ve plajları halka açıldı.
Gitmedim ve gitmeyi de planlamıyorum.
Yapılan açıklamalardan ya da paylaşılan fotoğraflardan da ne büyüklükte bir “açılım” gerçekleştiğini bilmiyorum.
Bu süreci Kıbrıs’ın güneyinden de olsa takip etmeye çalıştım.
Buradan bakıldığında Kıbrıs’ın kuzeyindeki siyasi cephelerin hepsi Maraş’ın açılması konusunda hemfikir olarak görünüyor.
Zaten kavga açılıp açılmaması değil, nasıl açıldığıydı.
Yani basit bir sidik yarışı…
İnsanlık değil.
Adalet değil.
Bir karşı duruş değil.
En nihayetinde yeniden dünya medyası ve Avrupa’daki siyasi cepheler Türkiye ve onun adadaki alt yönetimine karşı kampanyalarına başladı.
Bütün bunlar olurken kimsenin konuşmadığı en önemli konu bu gelişmenin işgali normalleştiren büyük bir adım daha olduğu…
Şu anda kızgın olan Maraşlı Rumca konuşan Kıbrıslıların bir kısmının da, bu bölgenin sahte devlet yönetimi altında açılması sonrasında mallarını almak ve satmak için başvurularını yapacağı kesin.
Çünkü Maraşlıların çoğu kendilerini Kıbrıs’ın güneyindeki siyasi elit tarafından aldatılmış hissetmektedir.
Limasol’un yeni gelişim ve yatırım bölgesi olarak seçilmesinden sonra Maraş tamamıyla unutulmuştu.
Buna sebep olanların başında da bu siyasi elitin büyük kısmını oluşturan Limasollu siyasiler bulunmaktaydı.
Kendilerine ve ailelerine rant ve yolsuzlukla büyük paralar kazandıran bu grubun karşısında, eski günlerin nostaljisi ile yaşamlarını sürdüren Maraşlılar, savaştan sonra elde ettikleri ayrıcalıklara rağmen unutulduklarını düşünüyorlar.
Rumca konuşan Kıbrıslı toplumunun diğer kesimlerinde ise Maraş ve Maraşlılara karşı pek bir sempati olduğu söylenemez.
Genel olarak savaştan sonra kuzey bölgelerden güneye göç eden herkes için geçerli bu durum aslında.
Bu insanların çocuklarına ve torunlarına bıraktıkları, kendilerine devlet tarafından tanınan ayrıcalıklar toplumun geri kalanını çok büyük oranda rahatsız etmektedir her zaman.
Bu sebeple Maraş ile ilgili adımlar ve bu bölgeye geri gelecek Rumca konuşan Kıbrıslılar ile işgal ve statüko daha da güçlenmiş olacak.
Ve Kıbrıs’ın bitmeyen acısı daha da normalleşmiş…