Boşuna uğraşmayın, artık Türkiyelileri kandıramazsınız!

Oz Karahan

Oz Karahan – Avrupa Gazetesi (14.09.2020) – “Ayrımcılık ‘Sağ’ veya ‘Sol’ olduğuna bakılmaksızın iktidara gelen bütün partiler tarafından acımasızca uygulanmaktadır. Geçmişte ‘Sol’ bu ayrımcılığı açıktan yaparken, ‘Sağ’ Türkiye göçmenlerinin oy potansiyelini düşünerek gizlice yapmakta idi” diyor Tasos İsaak ve Solomos Solomu’nun öldürülmesinden sorumlu olarak İnterpol tarafından aranan Türkiyeli illegal yerleşik Erhan Arıklı.

Öncelikle belirtmek isterim ki kendisinin bu söylediklerine yalan diyecek Kıbrıslının yüzüne ondan evvel ben tükürürüm.

Arıklı şimdi işgal bölgesindeki en güçlü oy potansiyeline sahip olan siyasi partinin başkanı.

Sadece o da değil, bugün Kıbrıslı Rumların ölümünden sorumlu tutulan bir Türkiyeli illegal yerleşik olarak artık meşruiyetini kaybetmiş olan Türkçe konuşan Kıbrıslıların Toplum Liderliği seçimlerinde de bir aday.

2015 yılında aynı seçimler gerçekleştikten birkaç ay sonra söylemişti yukarıdaki cümleleri.

2015 yılında sahte devlet KKTC’nin vatandaş sayısı 120 bini Kıbrıslı (karma evliliklerden doğan çocuklar dahil) ve 100 bini Türkiyeli illegal yerleşik olmak üzere 220 bindi.

Türkiyeli illegal yerleşiklerin “artık yeter” diyerek harekete geçtiği ve başına Arıklı’yı oturttuğu parti daha kurulmamıştı bile.

2020 yılında ise sahte devlet KKTC’nin vatandaş sayısı 120 bini Kıbrıslı (karma evliliklerden doğan çocuklar dahil) ve 230 bini Türkiyeli illegal yerleşik olmak üzere 350 bin…

Türkiyeli illegal yerleşiklerin “artık yeter” diyerek harekete geçtiği ve başına Arıklı’yı oturttuğu parti, Dianellos Sigara Fabrikası’nda iki sözde milletvekili ile oturuyor bugün.

Üye sayısı bakımından şu anda işgal bölgesinde faaliyet gösteren en büyük siyasi parti olmak üzere.

“Barış” yapmak istediğiniz Rumca konuşan Kıbrıslılar bugün bütün bu durumu yeni farkederek, böyle bir iğrençliğe Türkçe konuşan Kıbrıslıların nasıl izin verebildiğini konuşuyor.

Kıbrıslıları kameralar önünde canice öldürmek suçuyla aranan Türkiyeli illegal bir yerleşiğin “toplum liderliği” gibi bir makam için yarışabilmesine nasıl izin verilebildiğini tartışıyor.

Hem vatanımız üzerindeki varlığımızı, hem kültürümüzü, hem özgürlüğümüzü hem de bu toprakları paylaştığımız Rumca konuşan Kıbrıslıları kaybettiğimiz bugünlerde Arıklı’nın bahsettiği Kıbrıslı “Sağ ve “Sol” ise son oyunlarını oynuyor.

Kendileri için kurulduğunu düşündükleri sahte devlette de azınlık durumuna düşen Kıbrıslı siyasi cephelerin bu son oyununun adı “Türkiyeli illegal yerleşiklere kim daha şirin görünecek”.

“Sol” bu oyunda çakma “hümanizm” kartını oynarken, “Sağ” az da olsa kalan burjuva tavırları ile Türkiyelilerden oy devşirebileceğini düşünüyor.

Eskiden sermayeyi ve sahte devleti elinde tutan Kıbrıslıların, bu iki faktörü de kaybettikleri Türkiyelilerin ucuz hümanizm ve burjuvazi oyunlarına kanacağını düşünecek kadar aptal olmaları ise aslında kendi elleriyle hazırladıkları sonu hakettiklerini gösteriyor.

Bugün önümüzdeki iki seçenek kaldığı aşikardır.

Ya çaresizce kimsenin kanmayacağı bu oyunları oynamaya devam edip kendi toplumumuza ve çocuklarımıza ihanet etmek ya da Türkiye’nin üzerimizde Türkiyeli illegal yerleşikleri bir enstrüman olarak kullanarak uyguladığı “kansız soykırımı” dünyaya haykırmak.

İkinci seçeneği yaparak uluslararası toplumu ve Rumca konuşan Kıbrıslıları samimiyetimize inandırmak için oldukça geç kalsak da, en azından tarihin bizden “biraz” onurlu bir toplum olarak bahsetmesini sağlayabiliriz…