Gezmelere “iş takipçiliği” için ara verdi

Oz Karahan

Oz Karahan – Afrika Gazetesi (29.09.2019) – Bu ay ikinci defa bu aynı kişi hakkında istemeyerekte olsa yazıyorum. Bunu yapmamın sebebi ise bu kişinin iki hafta önce yayınlanan “Parlamenter Gezmelerde” yazımdan hemen sonra sözde bir “harekete geçişi”.

Avrupa Parlamentosu’na AKEL partisinin “liste çalışmaları” sayesinde giren Türk(!) adayın, kendisinden beklendiği gibi toplumsal hiçbir konuda sesi çıkmıyor. Parlamenter olduğundan beri Avrupa’da yeme-içme gezilerine ve gazete köşelerindeki “filozofik” çalışmalarına yoğunluk vermesinin eleştirilmesi akabinde, basına kıytırık bir “mektup” meselesini “harekete geçmek” olarak servis etmesi de şaşırtıcı olmadı aslında.

Medyaya “Kızılyürek, Türkçe dili için harekete geçti” şeklinde servis edilen haberde kendisinin Avrupa Komisyonu’na bir mektup gönderdiği belirtilmekte. Paylaşılan bu kısacık mektup mu yoksa telgraf mı olduğu belli olmayan şeyin metni ise şöyle özetlenebiliyor: “Anastasiadis 2016 yılında, Türkçenin de resmi Avrupa dilleri arasına alınmasını sizden talep etti. Nedir son durum?”

Bu toplum ile alay etmeyi meslek edinmiş bir ekolden geldiğini bir kere daha gösterdi bu çakma filozof. Pardon bir ekol değil iki ekol. 2016 yılında Anastasiadis’in yaptığı hamle için yalandan “iş takibi” içerikli bir mektubu Avrupa Komisyonuna göndermek ne zamandan beri “harekete geçmek” oluyor. Seçim çalışmalarından ağzından düşürmediği “Türkçe” konusunda yapacağı bu hareket, pekâlâ Avrupa Birliği kurumlarında görev yapan sıradan bir bürokrattan, sempatizan başka bir Avrupa Parlamenterden yada bunlar bulunamıyorsa o parlamentoya Almanya’dan seçilen lümpen bir Türk parlamenterden rica edilebilinirdi. Olay net.

Kısacası bu adam, o parlamentoya tatil ve şov amaçlı gittiği ve hakkında çıkan haberleri bir kere daha onaylamış oldu bu hamlesi ile.

Bir yandan da iki hafta önce yazımda da belirttiğim gibi, bu adam için basın ve sosyal medyada çalışan o 10-15 kişilik ekip, bedava Avrupa biletlerine ve hibelerine kavuşana kadar işlerini yapmaya devam ediyor. Adaylarının Avrupa’daki zevk-u sefa macerasını savunmak için “zaten Avrupa Parlamentosuna birisinin gitmesiyle bir şey olmaz ki” yalanıyla ortalıkta dolaşıp adanın kuzeyinde kendi boluncuklarında yaşayan bu güruh, güneyde bu Türkçe haberine sosyal medyadan tepki veren Rumca konuşan Kıbrıslıları görünce “İnanamıyoruz, Türkçenin resmi dil olduğunu bilmiyorlar, hazmedemiyorlar” diye isyan etmişler.

Burada, yani Kıbrıs’ın özgür bölgelerinde, adaylarının daha ismini telefuz edemeyen AKEL’lilerin oyu ile parti yönetiminin çalışmaları sayesinde “bir kereliğine” seçildiğini herkes biliyor, konuşuyor. Hayalini kurdukları ve sıkça dile getirdikleri “adayımız iki toplumun oyu ile seçildi” yalanı ile Türkçe konusunda burada gördükleri tepkinin çelişmesi ve buna şaşırmaları, kendilerinin gerçeklerden ne kadar uzak ya da yalanlarına ne kadar inanmış olduğunu gösteriyor herkese aslında.

Kısacası bu adam kısa metrajlı, büyük bütçeli bir projeden başka bir şey olmadığını kendisi de bildiği için, Avrupa’da tatilden ve parlamento koridorlarında yaş bunalımlı çapkınlıklardan başka bir şey yapamaz ve yapmayada yeltenmeyecek.

İnsanların yüzüne tokat gibi vuran diğer gerçeği de arkasından getiriyor bu durum. Bu gerçek, Kıbrıs’ın siyasi ve toplumsal tarihi boyunca, tamamen bağlantısız, sermayeden maddi destek almayan, gücünü sadece tüm Kıbrıslılardan almış tek oluşumun “Yasemin Hareketi” olduğudur. Yazımı bir teşekkür ile bitireceğim bu defa.

Bugün yapacaklarını bilerek geçmişte haklarında söylediğim herşeyi haklı çıkardıkları için “federasyon piyasasından” nemalanan bu güruh ve parlamenterlerine teşekkür ederim. Siz ve Kıbrıslıların geleceğini karartmaya yemin etmiş sizin gibilerin gerçek yüzlerini bu topluma anlatmaya sonuna kadar devam edeceğim. Yorulmak, sıkılmak, unutmak, para ve mevki için yaptığınız hainlikleri ve söylediğiniz yalanları sineye çekmek yok.

Çünkü Kıbrıs, sizin için, hibeleriniz, fonlarınız ve çıkarlarınız olduğu sürece misafir olarak ikamet edeceğiniz bir ada; bizim için ise üzerinde yaşayıp, mücadele vereceğimiz ve savaşarak öleceğimiz tek vatandır!