Federalistlerin sonraki durağı…

Oz Karahan

Oz Karahan – Afrika Gazetesi (22.06.2019) – Denktaş’ın mimarı olduğu ve “ilhakın” gerçekleşmesi için ortaya atılan “federasyon” tezi “şartların olgunlaşması” ile artık işlevini yitirmiş ve bugün iki devletlilik taraflar tarafından açık açık konuşulmaya başlanmıştır. Biz bunun olacağını bilerek savunduğumuz “tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet” idealini ve çözüm olarak “1960 anayasasına ve Kıbrıs Cumhuriyeti’ne dönüşü” savunmaya devam edeceğiz. Yılmadan yorulmadan. Peki “Taksim” idealine adanmış kripto hayatlar, federalciler şimdi ne yapacaklar? Aslında bunun cevabını verebilmek için sadece yakın tarihe bakmamız yeterli.

İlk önce Kıbrıs Cumhuriyeti’ni savunan kahramanlar vardı. Ayhan Hikmet, Ahmet Muzaffer Gürkan, Fazıl Önder, Derviş Ali Kavazoğlu, Dr. İhsan Ali ve daha niceleri. Hepsi hedef gösterildi ve çoğu canlarını tek ve bütün bir Kıbrıs için feda etti bu kahramanların. Rumca konuşan Kıbrıslı ve Türkçe konuşan Kıbrıslı yoldaş bildiklerinin “ihaneti” ve “sessizliği” neticesinde tabii ki… Peki kimdi bu ihanet şebekeleri? Şimdi bu kahramanların isimlerini “prim” için kullanarak kendi iki toplumlu, iki bölgeki, bölücü-federalist ideolojileri doğrultusunda kullanan herkes!

Denktaş “federal” Kıbrıs istediğinde ağızlarını bıçak açmadı. Denktaş konfederasyon dediği zaman “federalci” oldular. Denktaş KKTC ilan edilecek dediği zaman hepsi birden “yes sir” dediler.

“Oybirliği” ile. Kimdi bunlar hatırlayalım. Şuanda varlığına devam eden partiler, isim değiştiren partiler yada o “evet” oyu verenlerin partilerinden ayrılarak kurduğu particikler. Bugün bu oluşumların hepsi ayakta… CTP hayatta, TKP iki parça TDP ve TKP-YG olarak hayatta, oy verenlerden Özker Özgür’ün kurucularından olduğu BKP hayatta ve Alpay Durduran’ın kurucularından olduğu YKP de öyle. KKTC’nin ilan edilmesine “evet” oyu verenlerin soyisimlerine bakıldığı zaman bugün yukarıda yazdığımız partileri torun-torba kontrol eden hanedanlıkları rahatlıkla görebiliyoruz. Hepsi de onyıllardır bu lanet KKTC’nin hem düzeninden çıkar sağladılar, hem ekmeğini yediler.

Onlar filmin bundan sonra böyle devam edeceğini zannediyordu. KKTC adını verdikleri bu illegal yapının altında oynadıkları sağcılık ve solculuk piyeslerinin sonsuza kadar süreceğini düşünüyorlardı. İşgalden bugüne, kırk beş sene onlara verilen bu küçük sahnede piyeslerine devam ederken “iki devletli çözüm” için şartların olgunlaşması adına toplum olarak bize yaşattıklarını bu yazımda anlatmayacağım, biliyorsunuz. Hepsinin sonucu olarak bugün o şartların olgunlaştığı zamanlardayız ve artık “masalarda” ve “sofralarda” konuşulan şey bu.

Kronolojik sıralama ve icraatlarına baktığımızda, federalcilerin gelecekte savunacakları çözüm yollarını tahmin etmek zor olmuyor. Ötekisi federal isteyince sustular, konfederal isteyince federal dediler, iki devlet isteyince konfederale göz kırptılar (bknz. gevşek federasyon örneği). Bu sıralamaya göre “ilhak” konuşulmaya başlayınca da iki devleti savunacakları kesin.

Aslında hizmet ettikleri şey aynı. Birlikte verdikleri mücadelenin maskesini tek bir şey düşünüyor. O da bizim Kıbrıs Cumhuriyeti’nin lağvedilmemesi için verdiğimiz mücadele karşısında hepsinin azgın birer köpeğe dönüşmeleri.

Biz her zaman olduğu gibi devletimizi ve bayrağımızı savunmaya devam edeceğiz. Onların küfür etmek için bize söyledikler “Kıbrıs milliyetçisi” etiketini bir madalya gibi taşıyarak. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yaşaması için samimi bir şekilde mücadele eden bütün siyasi örgütler veya sivil toplum kuruluşları ile birlikte bu çatı altında buluşarak. Demokrasi böyle bir şeydir. Emperyalistlerin çizmesi altında ezilen çoğrafyalardaki halkların güç birliği geniş olmak zorundadır. Ortak paydada, yani vatanımızın bağımsızlığı noktasında buluşmak kaydıyla.

Onların hiçbir alakaları olmadığı halde prim yapmak için adlarını andıkları, Kıbrıs Cumhuriyeti için ömrünü feda etmiş Türkçü Ahmet Muzaffer Gürkan, katıksız Atatürkçü Dr. İhsan Ali yada federalizmi elinin tersiyle itmiş solcu Derviş Ali Kavazoğlu ile bizim ortak paydamız da bu işte. Tek ve bütün bir Kıbrıs için mücadelece etmek ve İsmet Güney’in çizdiği Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağının ilelebet dalgalanması için bu kavgayı devam ettirmek.