Dünya halk hareketleri Kıbrıslıların mücadelesini selamlıyor

Kıbrıslılar Birliği - ILPS - ICOR

29.04.2021 – Dünyanın demokratik, antiemperyalist, sosyalist, ilerici ve devrimci halk hareketlerinin birleşik cepheleri, 27-29 Nisan 2021 tarihleri arasında Cenevre’de gerçekleşen Kıbrıs görüşmelerine ilişkin açıklamalar yayınlamıştır.

Halkların Uluslararası Mücadele Birliği (ILPS) ve Devrimci Parti ve Örgütlerin Enternasyonal Koordinasyonu (ICOR), Kıbrıslıların tam bağımsız bir Kıbrıs için verdiği kavgaya destek belirtmiş ve emperyalizme karşı ulusal kurtuluş mücadelemizi salamlamışlardır.


ILPS Avrupa: “ILPS Avrupa, … Kıbrıs’ın geleceğinin, 1963-64’te yıkılan anayasal düzenin yeniden tesis edilerek Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yasama organlarında belirlenmesi gerektiğini savunmaktadır”

ILPS Avrupa Organizasyon Komitesi, 27-29 Nisan 2021 tarihlerinde Cenevre’de Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres tarafından çağrılan gayri resmi görüşmelerden önce, Kıbrıs’ın üniter bir devlet olarak egemenliğini savunmak için Kıbrıslılarla dayanışma içinde olduğunu ifade etmektedir. ILPS Avrupa, uzun zamandır Doğu Akdeniz’de yabancı güçlerin jeopolitik ve ekonomik çıkarlarının savaş alanı olan Kıbrıs’ın geleceğinin, 1963-64’te yıkılan anayasal düzenin yeniden tesis edilerek Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yasama organlarında belirlenmesi gerektiğini savunmaktadır.

BM aracılığındaki toplantı, “garantör ülkeler” Büyük Britanya, Yunanistan ve Türkiye ile Rumca konuşan ve Türkçe konuşan Kıbrıslıların temsilcilerini bir araya getirerek “öngörülebilir bir ufukta tarafların Kıbrıs’a kalıcı bir çözüm bulmaları için ortak zemin olup olmadığını” belirleyecek. Özgürlükçü Kıbrıslılar için sömürgecilerin ve emperyalistlerin oturduğu bir masadan anlamlı bir çözüm gelmeyecektir.

Kıbrıs’ın İngiliz sömürgeciliğinden bağımsızlığı 1960 yılında ilan edildi. Kıbrıs Cumhuriyeti, Rumca konuşan ve Türkçe konuşan Kıbrıslıların üniter ve konsesyonal bir devleti olarak doğdu. Bağımsızlık ilanından sonra ve Soğuk Savaş sırasında Kıbrıs Bağlantısızlar Hareketi’nin bir parçasıydı. Üniter Kıbrıs, adadaki İngiliz askeri üslerinin geleceği için bir tehdit haline geldiğinde, Yunanistan ve Türkiye, Rumca konuşan ve Türkçe konuşan Kıbrıslılar arasında bir sivil kargaşaya destek oldu. Ayhan Hikmet, Ahmet Muzaffer Gürkan ve Derviş Ali Kavazoğlu gibi ilerici Kıbrıslılar, bu güçlerin desteklediği paramiliter gruplar tarafından öldürüldü. 1974’te Yunanistan’ın ABD destekli cuntası Kıbrıs’ta bir darbe düzenlediğinde, Türkiye adanın kuzey kısımlarını işgal etme şansı buldu. Bunu takiben, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) krize bir çözüm olarak ayrılıkçı “iki bölgeli iki toplumlu federal Kıbrıs”ı tanıttı.

Türkiye Kıbrıs’ın kuzeyini işgal ettiğinden beri, İsrail’in Filistin’i işgalini anımsatan savaş suçları işlemiştir. Türkiye 1974’ten beri yüzbinlerce yasadışı Türk yerleşiği Anadolu’dan Kıbrıs’a yerleştirdi. Bu yerleşimler aynı zamanda Türk hükümeti tarafından hem Kıbrıs’ta hem de Doğu Akdeniz bölgesinin geri kalanında Türk Devletinin emperyalist faaliyetlerine karşı çıkan Türkçe konuşan Kıbrıslılara yönelik kültürel, sosyal ve ekonomik baskı için kullanılmaktadır.

Daha yakın bir tarihte, 22 Ocak 2018’de Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1974’ten bu yana adada yaşanan en karanlık olaylardan biri olan Türkçe konuşan Kıbrıslıların gazetesi Afrika’ya (şimdi Avrupa) karşı bir linç kampanyası başlattı. Avrupa gazetesi, Kıbrıs’ın işgal altındaki bölgelerinde Kıbrıslılar tarafından yayınlanan en büyük gazete olarak Erdoğan’ın Kürt halkına karşı olanlar da dahil olmak üzere bölgedeki militarist politikalarını eleştirmektedir. Erdoğan, Türkiye’nin kuzey Suriye ve kuzey Kıbrıs’taki işgali üzerine bir eleştiri yayınladıktan sonra, takipçilerini gazetenin genel merkezine saldırmaya çağırmıştır. Ertesi gün, bayrak sallayan protestocular, gazetenin binasını yıkmak için şişe ve taş fırlattı.

Şu anda beş NATO gücü (Birleşik Krallık, Türkiye, Yunanistan, Fransa ve Amerika Birleşik Devletleri) Batı Asya ve Kuzey Afrika’nın jeopolitik açıdan en stratejik bölümünde batmaz bir uçak gemisi gibi kullandıkları bu küçük adada konuşlanmıştır. Petrol ve gaz yatakları bakımından zengin olduğu bilinen Kıbrıs çevresindeki sular, Türk hükümeti ve büyük enerji şirketleri tarafından sondaj seferlerine tabi tutulmaktadır. Yaklaşan BM toplantısıyla, Kıbrıs’ta yabancı güçlerin varlığını sürdürecek olan NATO’nun federal Kıbrıs önerisi, Kıbrıslıların benzer bir öneriyi (BM Annan Planı) 2004’te referandumun ile reddetmesine rağmen yeniden masaya yatırılmıştır.

Yabancı güçler Kıbrıs’ı nasıl şekillendireceklerini tartışmak üzere Nisan ayında bir araya gelmeye hazırlanırken, Kıbrıslıların ülkelerinin yabancı işgalini sona erdirme, NATO tarafından benimsenen bölücü çözümleri reddetme ve bağımsızlıkları için mücadele etme mücadelesini destekliyoruz. Rumca konuşan ve Türkçe konuşan Kıbrıslıları, sadece Batı Asya ve Kuzey Afrika’da değil, dünyanın diğer bölgelerinde de yabancı egemenliğe karşı verdikleri mücadele ve kurtuluş mücadelelerine katkılarından dolayı selamlıyoruz!

Kıbrıs’ta yabancı egemenliğine son!

Kıbrıslıların kurtuluş hakkını koruyun ve destekleyin!

Doğu Akdeniz’deki ve tüm dünyadaki NATO planlarını ve kuvvetlerini ifşa edin ve onlara karşı çıkın!

Doğu Akdeniz’deki tüm emperyalist istilaları durdurun!

Yaşasın enternasyonal dayanışma!


ICOR Avrupa: “Gavur İmam İsyanı’nın köylü kurtuluş hareketlerinden Amerika Birleşik Devletleri’nin Kıbrıs Maden İşletmeleri’ne karşı işçi hareketlerine kadar, Kıbrıslıların ortak bağımsızlık mücadelesi bugün de var olmaya devam etmektedir”

27-29 Nisan 2021 tarihlerinde emperyalistler ve sömürgeciler, Birleşmiş Milletler’in ev sahipliğinde “Kıbrıs sorunu”nu tartışmak için tekrar bir araya gelecekler. Türkiye, Yunanistan ve Birleşik Krallık temsilcilerinin yanı sıra, şu anda Yunanistan ve Türkiye’nin kukla rejimleri olarak hareket eden Rumca konuşan ve Türkçe konuşan Kıbrıslı siyasi elitlerin temsilcileri de orada olacak.

Tarihsel olarak Kıbrıs, Soğuk Savaş sırasında Akdeniz rekabetlerinin merkeziydi. Kıbrıs, hem Yunanistan hem de Türkiye, hem de İngiltere (1878 ve 1960 arasında sömürgeleştiren) olmak üzere NATO devletlerinin arzuladığı yer olmuştur.

Kıbrıs, Yunanistan’ın ABD destekli cuntasının adayı ilhak etmek amacıyla düzenlediği darbe girişiminin ardından 1974’ten beri Türkiye’nin işgali altındadır. O zamandan beri, yabancı askeri varlığına tehdit olan konsesyonal ve üniter Kıbrıs Cumhuriyeti ortadan kalkmış durumdadır.

50 yıldan fazla bir süredir, NATO destekli “iki bölgeli iki toplumlu federal Kıbrıs” fikri masada ve tüm taraflarca konuşulmaktadır. Ve 50 yıldır Kıbrıs halkı tamamen bağımsız bir ada için savaşmaktadır.

5+1 toplantısında taraflar yine Kıbrıs halkının 2004’te reddettiği bölücü ve ayrılıkçı federasyon planını konuşacaktır. Özgürlük ve kendi kaderini tayin hakkı, Kıbrıs halkının ve birçok milletlerin derin arzusudur.

Gavur İmam İsyanı’nın köylü kurtuluş hareketlerinden Amerika Birleşik Devletleri’nin Kıbrıs Maden İşletmeleri’ne karşı işçi hareketlerine kadar, Kıbrıslıların ortak bağımsızlık mücadelesi bugün de var olmaya devam etmektedir.

Sözde “Kıbrıs sorunu” nun çözümü ancak Kıbrıs halkının kendi geleceğini belirlemesi ile mümkündür. Bunun olması için önce tüm yabancı güçler adayı terk etmelidir! Halkların kendi kaderini tayin hakkı nihayet ancak sosyalizm altında, emperyalizmin üstesinden gelindiğinde ve dünya halkları karşılıklı çıkarları için birlikte çalıştıklarında gerçek olabilir.

Bu ayın sonunda gerçekleşecek olan etkinlik, emperyalistlerin dünyayı Kıbrıs için adanın işgalinin meşrulaştırılması veya statükonun devamı olmak üzere sadece iki seçenek olduğuna ikna etme girişimlerinden biridir.

Bu nedenle ICOR (Devrimci Parti ve Örgütlerin Enternasyonal Koordinasyonu) olarak Kıbrıs halkına ve emperyalizme karşı verdikleri mücadelelerine desteğimizi ifade etmek istiyoruz. Doğu Akdeniz’de yaşananların ve ayrıca bu BM toplantısının, NATO’nun ve Kıbrıs’taki neo-kolonialistlerin de içinde olduğu emperyalistler arası yarış ve rekabetin bir ifadesi olduğunu kabul ediyoruz. Kıbrıs, NATO’nun Batı Asya ve Kuzey Afrika’daki batmayan uçak gemisi veya fosil emperyalizm için bir merkez olmayacaktır.

Emperyalistler ve tüm işgalci güçler, adadan defolun!

Kıbrıs, Kıbrıs halkına aittir!

Uluslararası anti-emperyalist ve anti-faşist birleşik cepheyi güçlendirin!